Kahraman Kolera, Kaplan Dozer' e karşı
Bir kenar mahalle halkını 'konut piyasası'yla karşı karşıya getireceği anlaşılan 'Ağır Roman Yeni Dünya' , 'kentsel dönüşüm' üzerine düşünmeyi teşvik ediyor.
Bu yaz başında Türkiye ' de konferanslar veren Marksist sosyalbilimci ve kentsel coğrafya uzmanı David Harvey ' in ODTÜ konuşmasını dinleme şansı buldum . Harvey , kapitalizmin günümüzde ayakta kalma yolunda en çok kentlere ' oynadığı ' nı ileri sürmesiyle ayırt edilmekte . Bu hatamdan ' manivela ' yı da kentsel dönüşüm projelerinin oluşturduğunu düşünüyor .
Kriz dönemlerinde sistemin borçlandırma ve kredilendirme yoluyla insanları konut sahibi olmaya özendirdiğini , böylece konut üretimiyle sermaye birikimini dengelemeye çalıştığını kaydeden Harvey , bu politikaların halkın ihtiyaç ve arzularını karşılama kisvesi altında aslında sermayenin çıkarları doğrultusunda biçimlendiği kanısında . Bu şekilde kentlerin felakete sürüklendiğini ve yaşanmaz hale geldiğini söylerken İstanbul ' da neredeyse her köşe başında göze çarpan devasa inşaat vinçlerini örnekledi . Buna siz isterseniz , sade İstanbul ' da değil diğer pek çok şehirde de ana caddelerden ara sokaklara kadar her yerin şantiye görünümünde olmasını , dozerleri , kazılan çukurları , bu nedenle kapanan yolları , sıkışan trafiği ve hayatınızın nasıl zorlaştığını ekleyebilirsiniz!
Harvey ' e göre dünyanın her yerinde ' şehir ahalisi ' bu sorun karşısında uyanık olmalı , konutun cazibesine kapılarak zokayı yutmamalı . Şehirde yaşamı üreten ve yenidenüreten insanlar olarak , sermayenin çıkarlarına hizmet eden , onun krizlerini aşmasına olanak sağlayan dev bir ' proleterler ordusu ' oluşturduğunun bilincine varmalı . Kapitalist ekonominin o sihirli ' büyüme ' tabirinin , söylenenin aksine kendisine yarardan çok zarar getirdiğini , bu bakımdan kendi çıkarının ' büyüme ' de değil ' stabilite ' de yattığını bilmeli... 'Ağır Roman Yeni Dünya' nın ilk bölümünü , özellikle de ' Kolera Mahallesi'nde bir ' dönüştürme' yi sürdürmek üzere yolun ortasına oturtulmuş sarı dozerin ateşe verildiği son sahneyi hazla izlerken aklımdan hep Harvey' in düşünceleri geçti . Bu güzel , cesaretiyle ' taş gibi' , hikayesiyle yumuşacık ve tutkulu (hadi hiç çekinmeden ' ateşli ' de diyelim!) dizi, Harvey ' e ek olarak , nasıl bir yaz geçirdiğimizi de hatırlattı bana . Halka değil ' çimento ' ya vurgun bir devletçilik ve belediyecilik anlayışının büyük ölçekli inşaat hamleleriyle sıcağını tam bir toztoprak ve trafik cehennemine çevirdiği yazı... Ve bizim suskunluğumuzu; olupbitenleri sorgulama yolundaki motivasyonsuzluğumuzu...
Acaba bunu yüzümüze çarparak bizi sarsan bir etkisi olabilir mi ' Ağır Roman Yeni Dünya ' nın ? ' Kolera ' nın itilmiş - kakılmış , örselendikçe öfkeye kesmiş , ' sermaye ' yle hep suç üzerinden ilişkilenmiş sanal insanları , bizim gerçek çaresizliğimizi aşma yolunda bir motivasyon oluşturabilir mi ? . . Edebiyatta , sinemada bu güç vardı . Egemenleri korkutan romanları , şiirleri , filmleri hatırlayın ! Burada da neden olmasın ? ! Beklendik bir televizyon yazısı olmadı , biliyorum . Bu defalık mazur görün ! Ama tüm bu ekonomipolitik çağrışımları imkân dahiline sokan , rejiden oyunculuğa kadar başarılı teknik ve estetik bir altyapının dizide olduğunu bilin ! Ne yazdıysam arkasında onların emeği var . Muhtemelen bu kadar gevezelikle onlara da haksızlık ettim . Hiç olmazsa son söz onların olsun : " Kolera ' nın toprağına göz diken zalimler sarı kaplanlarını getirdiler Kolera ' ya / / Demirden tırnaklarıyla Kolera ' nın bağrını deşsin , ciğerini söksün diye / / Salih Cunyır ve kankaları anladılar ki savaş zamanı gelip çatmıştır / / Önce demir tırnaklı kaplanın hakkından gelmek gerekir / / Diyceem , Kolera ' da savaş var . . . Ayakta kalma savaşı ! . . "
Tayfun Atay
Radikal